Féminicides par Compagnon ou Ex kolektifinin açıkladığı sayılara göre 2019 yılında Fransa’da 149 kadın, yakın çevresindeki erkekler tarafından öldürüldü.[i] Geçtiğimiz Eylül ayından beri Fransa’nın pek çok şehrinde kadınlar geceleri duvarlara yaptıkları yazılamalarla kadın cinayetlerine dikkat çekmeye çalışıyorlar ve devleti hemen şimdi harekete geçmeye çağırıyorlar. Hem kamusal alanda hem de sosyal medya üzerinde görünürlüğü yüksek bu eylem biçimi, şiddeti ve cinsiyetçiliği ifşa ederken bir yandan da kadınları gecelere ve sokaklara sahip çıkmaya davet ediyor. Bir süredir özellikle Instagram üzerinden takip ettiğimiz yazılama hareketini farklı çevrelerden gelen ve örgütlü mücadele deneyimi olmayan kadınları da içine katabilmiş olması sebebiyle heyecan verici bulduk. Bu yazıyı yazarken Fransa’nın farklı şehirlerindeki yazılama kolektiflerinin basına verdiği röportajlardan yararlandık ve bir eylemleri sırasında Lyon kolektifi üyelerinden Célia, Camille, Marilou ve Sol’e sorularımızı yönelttik.

Ölülerimizi saymak istemiyoruz

Kızlarınızı koruyun Oğullarınızı eğitin

Yazılama hareketinde dikkatimizi çeken, konuştuğumuz insanların da ısrarla vurguladığı nokta belirledikleri eylem biçiminin ulaşılabilirliği oldu. Hazırlığı oldukça kolay bir format seçmişler ve isteyen herkes aralarına dahil olabiliyor. Ürettikleri görseller basit ve dikkat çekici. Beyaz A4 kağıt üzerine siyah kalın ve büyük harflerle, “Öldürülen kız kardeşlerimiz anısına”, “48 saatten kısa sürede bir kadın öldürülecek”, “Ölülerimizi saymak istemiyoruz”, “Onların öfkesi, bizim ölülerimiz”, “Kadın ayrılmak istediğini söyledi, erkek onu öldürdü”, “Kimse aşkından öldürmez” gibi önünden kayıtsızca yürüyüp geçilemeyecek çarpıcı sloganlar yazıyorlar. Kadın cinayetlerinin bir aile trajedisi gibi yansıtıldığını çok duyarız, kolektifin seçtiği sloganlar ise bu romantik anlatıyı kırmayı hedefliyor. Faillerin devlet politikaları ve adalet sistemi ile olan suç ortaklığını açığa vuran cümleleri tercih ediyorlar: “Kadınlar haykırıyor, devlet onları duymuyor”, “Polis, şikayetimi reddetmen suçtur”, “Tecavüzcülerin sadece yüzde 1’i cezalandırılıyor”. Öldürülen kadınların hikayelerini anlatırken bu kadınların maruz kaldığı şiddeti olduğu gibi duvara aktarıyorlar: “üçüncü kattan atıldı”, “yedi bıçak darbesiyle öldürüldü”, “eski eşi tarafından kurşunlandı”. Lyon kolektifi üyesi Célia, birçok insanın sert bulabileceği bu cümlelerin aslında gerçekte yaşananları birebir yansıttığını ve öldürülen kadınların hikayelerini bu dürüstlükle anlatmayı önemli bulduklarını söylüyor.

“Öldürülen kadınların üçte biri daha önce en az bir kez şikayette bulunmuştu”

Bir sonraki sen olabilirsin

Bir tokatla başlar bir cinayetle biter

Hareket ilk olarak, Paris’te eski Femen üyesi Marguerite Stern tarafından başlatıldı. Yaklaşık yirmi kişilik bir grup olarak yaptıkları ilk yazılamanın ardından iki hafta içerisinde Paris’te yüz, Fransa genelindeyse iki yüz kişiye ulaştılar. Bugün Fransa’nın yüzden fazla şehrinde farklı yazılama kolektifleri bulunuyor. Hatta Fransa dışında birçok başka ülkede de Paris’te oluşturulan format örnek alınarak benzer eylemler yapıldı.[ii] Yazılama eyleminin kendisini katılan her bir kadın için özgürleştirici bir deneyim olarak görüyorlar ve bu sebeple eylemlerine sadece kadınlar katılabiliyor. Yakın zamanda hareketin başlatıcısı Marguerite Stern’in trans kadınların bu hareketin içinde yeri olmadığını söyleyen transfobik açıklamalar yapması üzerine farklı gruplar arasında, bir kısmı sosyal medyaya da yansıyan büyük tartışmalar başladı. Bu tartışmaların ardından Nantes, Lyon, Rennes, Montpellier, Toulouse ve Lille gibi büyük şehirlerin kolektiflerinin de içinde olduğu bir grup, politik duruşlarını netleştirme gereği duyup ortak bir açıklama yayınladılar. Bu açıklamayla kesişimsel ve kapsayıcı bir feminizmi esas aldıklarını belirtirken LGBTİ+ları, seks işçilerini, başörtülü kadınları, engellileri, yabancıları, göçmenleri, mültecileri ve sığınmacıları dışlayan ya da görünmez kılan hiçbir mücadelenin parçası olmayacaklarını ilan ettiler.

View this post on Instagram

Samedi 25

A post shared by @ collages_feminicides_montreuil on

Trans kadın cinayetleri = kadın cinayetleri

Farklı şehirlerdeki kolektifler dayanışma içinde olsalar bile esas olarak birbirlerinden bağımsız olarak işleyen yapılara sahipler. Zaman zaman politik gündeme paralel olarak ortak söz ürettikleri ulusal eylemler düzenliyorlar. Örneğin kasım ayında Fransa’nın birçok şehrindeki adalet saraylarına eşzamanlı yazılamalar yapıldı. “Kadın cinayetleri: fail devlet, işbirlikçi adalet” ortak sloganın yazıldığı bu eylem basında ve sosyal medyada oldukça dikkat çekmişti. Bunun dışında hareketin yaygınlaşması ve görünürlük kazanması için genelde şehirlerin işlek yerlerine yazılamalar yapıyorlar. Paris’te Louvre müzesinin cam piramidinin üzerine yaptıkları yazılamada Emine Bulut’u da anmışlardı. Öte yandan Lyon kolektifi üyeleri yazılama yapacakları yerleri seçerken pratik tercihler yaptıklarını da anlattılar. Mesela bir duvara yazdıkları yazı hızlıca kaldırılıyorsa yeni alanlar bulmaya çalışıyorlarmış. Yakalandıklarında ödeyecekleri ceza çok daha yüksek olduğundan kamu binalarına yazılama yapmaktan kaçınıyorlarmış. Marilou zevkle anlatıyor: “Nereye ne yazılama yapıldığını ve yazıların ne kadar süre sonra söküldüğünü sürekli takip etmiyoruz ama dün gece bir yazılama yaptıysam ertesi günlerde mutlaka gidip bakıyorum başına ne gelmiş. Hatta bazen söktükleri harflerin yenilerini yapıştırıp onarıyorum.” Sol, bir yazının fotoğrafının çekilip Instagram üzerinden yayılmasının sokakta durmasından çok daha önemli olduğunu düşünüyor. Instagram Türkiye’de Facebook ve Twitter’a kıyasla online aktivizmin daha az yapıldığı bir platform. Bu eylemde önemli olan yazıyı fotoğraflama ve fotoğrafları yaygınlaştırma, diyor Sol. O yüzden Instagram onlar için daha uygun bir alan gibi gözükmüş.

 

Cinsel saldırı, tecavüz, taciz: Eğer bu mesajı söküyorsan kendini suçlu hissediyorsun demektir

 

Verdiğimiz rahatsızlık için özür dileriz ama öldürülüyoruz

Ayrıca Lyon kolektifiyle iç işleyişlerine ve eylem süreçlerine yönelik sohbet ettik. İki yüzden fazla kişinin olduğu Lyon kolektifinde kadınlar çoğunlukla 20-25 yaş aralığında ve bu, çoğunun katıldığı ilk sokak eylemi. Bu sebeple kendileriyle sosyal medya üzerinden iletişime geçen yeni katılımcılara ilk olarak yaptıklarının illegal bir eylem olduğunu ve katılan herkesin öncelikli olarak kendi sorumluluğunu alması gerektiğini söylüyorlar. İllegal bir gece eyleminin kısa sürede çok fazla kadına ulaşabilmesini Camille şu şekilde açıklıyor: “Burada eylem teoriden önce geliyor. İnsanların dahil olur olmaz eyleme geçebilecekleri bir alan. Dolayısıyla katılmak daha kolay. Bu kadar basit bir format olması insanların katılımını kolaylaştırıyor ama bu basitlik bir yandan da bu eylemin limitlerini oluşturuyor. İnsanlarla derinlemesine bir şeyler konuşmak çok kolay değil ve fikir ayrılıkları yaşanabiliyor.” Örneğin katıldığımız eylemde bir çocuk parkına yaptıkları “Baba anneyi öldürdü” sloganı kolektif içerisinde epeyce tartışmaya sebep olmuş. Kimileri bu sloganı gören çocukların ailesine gidip açıklama talep edeceğini ve bunun aile içinde kadın cinayetleri konusunda bir konuşma alanı açacağına inanırken kimileriyse benzer bir içeriğin kendi ailesinde de şiddete tanık olmuş çocuklar için travmatik sonuçları olabileceğini savunuyor.

Lyon kolektifi üyeleri bir çocuk parkının duvarına “Baba anneyi öldürdü” yazıyor.
Lyon kolektifi üyeleri bir çocuk parkının duvarına “Baba anneyi öldürdü” yazıyor.

Yazılama yaparken yanlarına gelen insanların ve çevrelerindeki kadınların genellikle olumlu tepkiler verdiğini söylediler. Bunun yanı sıra yazılama sırasında onları rahatsız etmeye çalışan ve feminizmin bu olmadığını açıklamaya girişen erkekler de oluyormuş. Yazılamaya katılamamanın natrans erkekleri çok rahatsız ettiğini ve sürekli Instagram üzerinden bu konuda mesajlar aldıklarını belirttiler. Yazılama hareketinin hükümetten birçok talebi olsa da hükümetle pazarlığa giren veya masaya oturan bir pozisyonda değiller ve kendilerini de öyle konumlandırmak istemiyorlar. Yine de yaptıkları eylemlerin yetkililerin dikkatini çektiğini biliyoruz. Örneğin kasım ayında Başbakanlık Paris kolektifine işbirliği teklif ederek Fransa başbakanının resmi konutu olan Matignon Köşkü’ne yazılama yapmalarını istemişti.[iii] Bu teklifi reddeden Paris kolektifi, henüz birkaç hafta önce yaptıkları bir yazılama sebebiyle 600 euro ceza almışken, kadın cinayetlerini önleme konusunda yetersiz kalan bir hükümetin reklamını yapmayı kabul etmediklerini açıkladı.

View this post on Instagram

Sans justice vous n’aurez jamais la paix

A post shared by 🔥 COLLAGES FÉMINISTES LYON 🔥 (@collages_feministes_lyon) on

Siz bizi öldürmeyi bıraktığınızda biz de yazılamayı bırakacağız

Kaynaklar

https://www.liberation.fr/planete/2019/12/31/les-collages-contre-les-feminicides-s-exportent-a-l-etranger_1771389

https://www.liberation.fr/planete/2019/12/31/les-collages-contre-les-feminicides-s-exportent-a-l-etranger_1771389

https://www.lci.fr/population/des-collages-contre-les-feminicides-a-la-demande-de-matignon-2138590.html

https://www.la-croix.com/France/Securite/Grenelle-violences-conjugales-mesures-gouvernement-2019-11-25-1201062556

https://www.liberation.fr/debats/2019/11/04/feminicides-etat-coupable-justice-complice_1760812

https://france3-regions.francetvinfo.fr/auvergne-rhone-alpes/feminicides-quatre-colleuses-interpellees-lyon-1744869.html

https://www.liberation.fr/debats/2019/11/04/feminicides-etat-coupable-justice-complice_1760812

https://www.liberation.fr/france/2019/12/27/marguerite-stern-leurs-noms-en-haut-de-l-affiche_1771266

[i] https://www.facebook.com/feminicide/

[ii] https://www.liberation.fr/planete/2019/12/31/les-collages-contre-les-feminicides-s-exportent-a-l-etranger_1771389

[iii] https://www.lci.fr/population/des-collages-contre-les-feminicides-a-la-demande-de-matignon-2138590.html

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.