İsmine şimdilik “Jinekoloğa Gitmek: Bir Deneyim Sözlüğü” dediğimiz, jinekoloğa gitme deneyimlerinin yer aldığı çok katılımcılı bir kitap üzerine çalışıyoruz. Derleyenler olarak, çağrı metnimizi paylaşıyoruz.
Bu sözlük, bazen hiç anlatılmadan geçen, bazen kendi aramızda fısıldayarak veya öfkeyle aktardığımız, kimi zaman da dayanışma ağları içinde paylaşılması ve araştırılması mümkün hale gelen bir konuyu görünür/paylaşılır kılmaya devam etmek için var: Kadın+’ların ve trans bireylerin jinekolojik muayene deneyimleri. Jinekoloğa gitmek, elbette salt tıbbi bir prosedür değil; kadın bedenine dair öğreti ve beklentilerin su yüzüne çıktığı, yeniden üretildiği, dile geldiği, dikte edildiği bir deneyim aynı zamanda. Bu deneyimler, bedene, kadınlığa, toplumsal cinsiyete, tıbba, sağlığa, sağlığa erişimin sınıfsallığına, disiplin mekanizmalarına ve normal algısına dair ipuçları veriyor. Bunlar çoğunlukla duygu yoğunluğu yüksek, kimi zaman korku, utanç veya öfke barındıran hikâyeler. Türkiye bu hikâyelerin çokça biriktiği ve muhtemelen az paylaşıldığı bir coğrafya.
Jinekoloğa Gitmek: Bir Deneyim Sözlüğü’nü bu paylaşım alanını genişletmek, belli oranlarda iz bırakmış, meydan okunmuş veya okunmamış, anlatılmış veya henüz anlatılmamış deneyimlere yer açmak ve beden etrafındaki söylem ve pratikleri sorgulamak için bir mecra olarak düşünüyoruz. Bu elbette en çok da patriyarkadan söz etmek anlamına geliyor. Dört duvar arasında, çocukluk ile yetişkinliğin varsayılan sınırlarının, mahremiyet ile kamusallık arasında çizilen çizgilerin, ahlak ile yokluğu arasında yapılan ayrımların müzakeresinin yapıldığı anlar bunlar. Her zaman olumsuz deneyimlerden bahsetmiyoruz elbette; bazen de derin izler bırakan dayanışmacı pratikler söz konusu. Çok yazarlı bu deneyim sözlüğü, bu çok katmanlı karşılaşmaları söze dökmek ve norm olarak kabul edilenleri feminist bir gözle sorgulamak, yeri geldiğinde 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşünde bir pankartta denildiği gibi “utancın yönünü değiştirmek” için var. Kolektif iç dökmenin direnç kazandıracağını akılda tutarak, bu sözlüğü hali hazırda var olanlara eklemlenecek feminist/kuir bir arşiv denemesi olarak düşünebiliriz.
Burada anlatılacak her deneyim, yalnızca bir kişinin değil, çok sayıda kişinin ortak hafızasının parçası olarak görülebilir. Bu yüzden, yazıların altına imza atmaktansa, katılımcıların isimlerinin (aksini tercih etmedikleri takdirde) kitabın başında topluca yer almasını, anonim kalma ihtiyacına da yer açmak bakımından önemsiyoruz. Süreç içinde anlaşma yapılacak yayınevi ve ona bağlı olarak ödenebilecek telif konusunda yazarlara bilgi vereceğiz. Deneyimlerini paylaşmak isteyenler, 300-1500 kelime arasındaki metinlerini şu adrese yollayabilirler: deneyimsozlugu@gmail.com. Gönderenlere geri dönüş yapılacak, seçilen yazılar yazarlarla iletişim halinde editoryal bir süreçten geçecektir. Son gönderme tarihi 31 Aralık 2025’tir.