#8M #KadınGrevi #Hayatıİstiyoruz

8 Mart 2017, 40’tan fazla ülkede Uluslararası Kadın Grevi günü olarak tarihe geçiyor.

Dünyanın dört bir yanından kadınlar, 2016’da sokakları, meydanları isyanla doldurdular. 8 Mart’ta ise sadece kendi ülkelerinde, kendi koşullarına karşı değil, tüm dünyada tek adam modeli iktidarlara, erkek şiddetine, güvencesiz yaşamlarına, özgürlüklerinin kısıtlanmasına, kısacası hayatları için uluslararası greve hazırlanıyorlar.

Tarihe tanıklık ediyoruz.

Biz Türkiye’den kadınlar da, dünyada yükselen bu sese ses veriyoruz!

#Hayatıİstiyoruz demek için,

#BirKişiDahaEksilmeyeceğiz demek için,

Seçimlerimiz, kararlarımız bizimdir demek için,

Kutuplaşan dünyada en büyük dayanağımız dayanışmamızdır demek için,

Önümüzdeki hayata umutsuzluğumuzu birlikte güçlenerek yeneceğiz demek için,

8 Mart 2017’de Uluslararası Kadın Grevi’ne ses veriyoruz!

Biz Türkiye’de kadınlar,

Dünyada yaygınlaşan otoriter rejimlerin erkek siyasetlerinin önce kadın düşmanı olduğunu,

Kazanılmış haklarımızın geri dönüşü olamayacağını,

Kürtaj, cinsellik ve üreme sağlığına erişimimize, çocuk doğurup doğurmama kararımıza müdahale edilmeye çalışıldığını,

Her gün en az bir kadının öldürüldüğünü, birçoklarının tacize ve tecavüze maruz kaldığını,

Kutsal denilen ailede şiddetin meşrulaştırıldığını,

Çocuk yaşta evliliklere, anneliğe zorlanmayı,

“Önce annelik” denerek iş gücünden dışlandığımızı, ev ve bakım emeğinin ise görünmez kılındığını,

Eğitim ve sağlığa erişebilmenin ayrıcalık haline getirildiğini,

Çalışmak için kapitalist, güvencesiz, esnek iş yaşamına dahil olmaya mecbur bırakıldığımızı,

Türk, Kürt, Alevi, Ermeni, Rum, Yahudi, Süryani olarak çeşitlenemediğimizi çünkü Sünni Türk dışında kalan kimliklerin küfre dönüştüğünü,

Din kisvesiyle ikiye bölündüğümüzü,

Ateist, seküler, bekar, “Batılı”, başı açık, gayrimüslim denerek şiddete açık hale getirildiğimizi ve

Müslüman, başörtülü denerek kamusal hayattan dışlandığımızı,

Lezbiyen, biseksüel, trans olduğumuz için yok sayıldığımızı, nefret suçuna maruz bırakıldığımızı,

Göçmen kadınların evlerinden kaçarken yaşadıkları şiddetin bu ülkede bir şekilde devam ettiğini,

Meydanların, parkların, evlerin dışındaki tüm toplumsal alanlarımızın yok edildiğini ya da AVM’lere dönüştürüldüğünü,

Savaşın gündelik yansımalarına karşı kendi gündelik mücadelelerimize terk edildiğimizi,

Ülkede ve dünyada artan bombaları, sokakların, bizi biraraya getiren mekanların bir anda tekinsizleştiğini, etrafımızı üniformaların, silahların kapladığını,

Ülkede süren savaşın yıktığı hayatları, yeni baştan kurma sorumluluğunun kadınlara nasıl yüklendiğini; bir yandan tüm hayatları, anıları cinsel şiddetle veya tehdidiyle kuşatılırken barış ısrarlarının duymazdan gelindiğini,

Dünyada devam eden savaşların sınırlarının olmadığını, biz gözlerimizi kaçırdıkça derinleştiğini,

Olağanüstü Hal’de kadın derneklerinin, danışma merkezlerinin mühürlendiği, seçilmişlerin görevlerinden alındığını, tutuklandığını, birçok meslekten çalışanların KHK’larla işlerinden edildiğini,

Sözlerin, fikirlerin, eleştirilerin, isyanın bastırılmaya çalışıldığını,

Artan kutuplaşmada şiddetin ilk hedefinin kadınlar olduğunu,

yıllarca gördük, yaşadık, bugün yaşamaya devam ediyoruz.

İşte bu yüzden;

Arjantin, Şili, Ekvador, Almanya, Kuzey İrlanda, İrlanda, İsrail, İtalya, Meksika, Peru, Uruguay, Polonya, Rusya, Salvador, İskoçya, Güney Kore, İsveç ve daha birçok ülkeden kadınların sesine ses oluyoruz!

Erkek şiddetinin her türlüsüne karşı,

Bedenimiz ve cinselliğimizle ilgili seçimlerimizin yok sayılmasına,

Kürtaja erişimimize, çocuk doğurup doğurmama kararımıza müdahalelere karşı,

Hayat tarzlarımız, seçimlerimizin, arzularımızın marjinalize edilmesine karşı,

Güvencesiz ve geleceksiz emek dayatmasına, yoksullaştırmalara karşı,

Savaşlara, sınır ötesi operasyonlara, hayatların yerinden edilmesine, bedenlerimizin savaş alanı haline getirilmesine, desteklenen silahlı örgütlere,

Irkçı, cinsiyetçi, homofobik, transfobik, İslamcı, İslamofobik yerel ve küresel her türlü düşman siyasete karşı,

Bizi şiddet politikarıyla, ülkenin bugünü ve geleceğine dair umutsuzluk, çaresizlik ve inançsızlığa sürükleyenlere, evlere, bireyci yaşam tarzlarına kapatmaya çalışanlara karşı,

Evlerde, iş yerlerimizde, sokaklarda, toplantılarda, dükkanlarda, toplu taşıma araçlarında yanı başımızdaki arkadaşlarımızla,  sosyal medyada bir adım uzağımızda olanlarla, yan yana yol gittiklerimizle, yüz yüze bir hayat geçirdiklerimizle, #Hayatıİstiyoruz diyebileceğimiz, erişebileceğimiz herkesle,

Tek Başına Olmaz #hayır, 8 Mart’a doğru Kadınlar Birlikte Güçlü diyoruz!

Ülkede ve dünyada bir dönüm noktasında olduğumuzu haykırıyoruz: biz #Hayatıİstiyoruz! Bunun için:

8 Mart 2017’de biz kadınlar sosyal medya profillerimizi ‘grevleyerek’, gün boyu siyah-mor kurdele taşıyarak, yaptığımız tüm 8 Mart eylemlerinde ve faaliyetlerinde greve ses veren metnimizi okuyarak, yaptıklarımızı ve fotoğraflarımızı sosyal medyada #8Mart ve #KadınGrevi hashtagleriyle dolaşıma sokarak uluslararası greve ses veriyoruz!

Tek başına olmaz #hayır, 8 Mart’a Doğru Kadınlar Birlikte Güçlü

Kampanya Grubu

@8MartaDogru

https://www.facebook.com/KadinlarBirlikteGuclu/

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.