Eritre kökenli bir tuğgeneralin kızı olan Martha Mebrahtu, henüz lisede öğrenciyken değişim programıyla gittiği ABD’de, Angela Davis’in fikirlerinden etkilenerek feminist oldu. Daha sonra Etiyopya’ya dönerek başkent Addis Ababa’da tıp eğitimi aldı. Eritre o yıllarda, kral Haile Selasiye tarafından baskıyla yönetilen Etiyopya’nın bir parçasıydı. 68 hareketinin etkisiyle, tüm dünyada olduğu gibi Etiyopya’da da özgürlükçü fikirler yaygınlaşırken kimi ayrılıkçı gruplar da Eritre’nin bağımsızlığı için mücadele vermekteydi.

Toplumsal değişimin tutkulu bir savunucusu olan Martha Mebrahtu, üniversitede okuduğu yıllarda öğrenci gençlik hareketine katıldı. Mezuniyetinden birkaç ay sonra da arkadaşlarıyla birlikte bir uçak kaçırma eylemi tasarlayıp harekete geçtiler. 1960’ların sonunda ve 1970’lerin başında İsrail’e karşı mücadele veren Filistinli grupların uçak kaçırma eylemlerinden etkilenmiş olmaları kuvvetle muhtemeldir. 8 Aralık 1972’de Etiyopya havayollarına ait yolcu uçağını kaçıran Martha ve arkadaşları, hükümete bağlı güvenlik güçleri tarafından katledildiler. Arkasında Eritre ayrılıkçılarının olduğu yönünde kimi iddialar ortaya atılmışsa da eylemi bu gruplardan üstlenen olmadı. Öte yandan katliam, Haile Selasiye rejimine karşı geniş bir tepki ve kitle bilincini uyandırarak sonraki muhalif güçlerin de önünü açtı.

Martha Mebrahtu’nun eylemden önceki gece kaleme aldığı ve politik görüşlerini ifade ettiği metin, bugün “Martha manifestosu” olarak biliniyor:

“Biz Etiyopyalı ve Eritreli kadınlar, hayatımızı bir mücadeleye adamaya hazırlandık ve mücadelemizin özünü tüm dünyadaki kız kardeşlerimize ve erkek kardeşlerimize açıklamak istiyoruz.Mücadelemiz, ezilen ve sömürülen halkımızı feodalizmin ve emperyalizmin boyunduruğundan kurtarmak için acı bir fedakârlık talep ediyor. Bu mücadelede cesur ve acımasız olmalıyız. Düşmanlarımız sadece bu dilden anlıyorlar. Biz Etiyopyalı ve Eritreli kadınlar, yalnızca işçi ve köylü sınıflarının üyeleri olarak sömürülmüyor, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin mağdurları olarak ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyoruz. Bu nedenle, bu mücadeleye katılımımız diğer ezilen grupların çabalarını ikiye katlamalıdır; daha fazla mücadele etmeliyiz, ön saflarda olmalıyız.Erkek kardeşlerimizin başlattığı ekonomik ve sosyal adalet mücadelesine eşit şekilde katılmalıyız. Devrimci ordunun yenilmez bir gücü haline gelme sorumluluğumuz var.Özgürlük ve eşitlik hakları tepeden inmiyor. Biz kadınlar örgütlenmeli ve her türlü silahlı mücadeleye kendimizi hazırlamalıyız. Bu mücadelenin, uluslararası ilerici kadın kuruluşlarının maddi ve manevi desteğine ihtiyacı olacak. Bu hedefe ulaşmamıza yardım eli uzatmanız için dünyanın diğer bölgelerindeki kız kardeşlerimize sesleniyoruz; umarız desteğiniz ihtiyaç duydukça bize ulaşır.Kendini emperyalizm, kolonyalizm, yeni-sömürgecilik ve ırkçılıktan kurtarmaya çalışan dünya ezilen halklarına tam desteğimizi ilan ediyoruz! Vietnam, Filistin, Gine-Bissau ve diğer Afrika ve Latin Amerika ülkelerindeki özgürlük savaşçılarının yanındayız; Kuzey Amerika’daki sivil haklar hareketinin liderlerini de destekliyoruz.Halkın halk için mücadelesine zafer! Etiyopya ve Eritre’deki halk özgürlük hareketleri sonsuza dek yaşasın! Kız kardeşlerim ve erkek kardeşlerim, savaşmaya devam edelim!”

https://www.pambazuka.org/governance/martha-manifesto-ethiopian-womans-dream

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.