Gayle Rubin’in Cinsel Aykırılıklar kitabı İletişim Yayınları’ndan çıktı; öğrencilerin, kadınların cebinde belki kitaba para kalmazsa diye kütüphanelere kondu; duymayan kaldıysa diye yedi renge birden duyuruldu.
ABD ve Kanada’daki polisin lubunyaya yaptıklarını okudum, yetmedi feministlerin sekse dair görüş ayrılıklarını, fetişistlerin nasıl bir saklanıp bir şanladığını. Gayle Rubin 70’lerden 2010’lara dek bütün açılma ve kapanmaları, tutuklama ve tutkuları, eh çoğu zaman da unutmaları lez bir sadomazo olarak yaşamış, antropolog olarak gözlemiş, kuramcı olarak yazmış.
Şimdi olay Türkiye’de geçiyor ya, sadece okur olmak artık no! Kitabın sayfaları 3D karşımızda: BDSM partilere polis baskını hatırda, LGBT karşıtı yasa ufukta… Tarih tekerrür, coğrafya kader demeden ya devam edeceğiz açılmalara sarılmalara ya da yokmuş(uz) gibi davranacağız bizi bastıran ya da yadsıyan politikalar son bulasıya. 140 dakika diziyi hızlandırmadan, 140 karakter tweeti aşağı kaydırmadan geçmeyen şu an, şu koca “Aile Yılı”… Oturmaya mı geldik, o zaman oturup paylaşalım ortak olanı.
Rubin’in çevirmeni ben Gece. Bu Haziran’da iklimi bile ayar ettiler ama her gül bahçesi yine açar ve batacağı varsa da cıss batar diye lezbiyen deneyimleri, pornonun kadıncasını, BDSM ve kinkin ahvalini ayrı ayrı veya çorbaca konuşalım diye tek celsede tanışmaya çağırıyorum. Rubin’in Cinsel Aykırılıklar kitabı İletişim Yayınları’ndan çıktı; öğrencilerin, kadınların cebinde belki kitaba para kalmazsa diye kütüphanelere kondu; duymayan kaldıysa diye yedi renge birden duyuruldu.
Çünkü sustuğunda beybi, rengine ve dikenine bir şey olmaz. Onlar seni koza bekler, mevsim bile kötü davranışa gönül koyar gecikir, ama yaşamak yaşatmak, eşitlemek eşitlenmek sonunda gonca gelir.
-İstanbul Onur Haftası’nda Cinsel Aykırılıklar bilinç akışı atölyesi:
25 Haziran Çarşamba 14.00-16.00 (etkinliğe kayıt için Istanbulpride sosyal medya hesapları takip edilerek katılım formu doldurulmalı.)
