20 Haziran 1919 tarihinde İstanbul’da Kürd Kadınları Teali Cemiyeti’nin açılışı gerçekleştirildi. Esasında cemiyet 22 Mayıs 2019’da resmî olarak kuruluyor (bu bilgiyi üç yıl önce ulaşılan bir “Cemiyetler Listesi”[1] belgesi ile daha yeni öğrenmiş olduk!). Fakat cemiyet açılışını 20 Haziran 1919 tarihinde Sultanahmet Meydanı’nda, davet edilen kadınların katılımı ile gerçekleştirdiği bir mevlid ile yapıyor. Bu bilgiyi de Kürtlerin, Osmanlı İmparatorluğu döneminde yayın yapan 1919 tarihli Jin Dergisi’nin 20. sayısındaki İki Hayırlı Olay başlıklı yazı ile öğreniyoruz. Yazının sahibi, ünlü Kürt milliyetçisi Vanlı Memduh Selim Beg.
Kürd Kadınları Teali Cemiyeti tarihte bilinen ilk Kürt kadın örgütlenmesi. Osmanlı’nın son dönemlerinde birçok kadın cemiyeti, vakfı kurulurken Kürt kadınlar da kendi meramlarını, dertlerini anlatabilmek adına böyle bir cemiyet kurduğunu ve çalışmalar yürüteceğini dile getirirler. Derneğin “henüz” gün yüzüne çıkmış çok az etkinliği var. Bunlardan ilki, Sultanahmet Meydanı’ndaki açılış merasimi. Merasimin ayrıntıları yukarıda bahsettiğimiz Jin Dergisi’nin 20.sayısındaki yazıda geçiyor.
Sultanahmet Meydanı’nda okutulan mevlidde konuşan cemiyet üyelerinden Encum Yamulki “Kürt kadınlarının çağdaş bir zihniyete kavuşturulması için çalışmaları gerektiğini ve ırk, dil, din ayırmaksızın bütün kadınların bu mücadeleyi sahiplenmesi gerektiğini” belirtmiş ve cemiyetlerinin amacını şöyle açıklamıştır;
Hanımefendiler, biz Kürdler, akvâm-ı muhtelifeyi (çeşitli kavimleri) kardeşleşdiren İslâmiyet’in zuhûrundan (ortaya çıkışından) yani asırlardan beri Türk milletinin en sâdık bir muhibbi (seveni), en kuvvî (güçlü) bir dostu ve en zahîr (coşkulu) bir kardeşi olarak bulunuyor. Bugün bütün milletlerin mukadderâtı (alın yazıları) başka şekiller aldığı ve herkese bir hak verildiği bir zamânda bizler de kendi hakkımızı istiyoruz, çünkü ortada milyonlarla Kürd var ve büyük bir Kürdistan var. Mukaddes emeller (kutsal amaçlar) uğrunda en ziyâde çalışmak isteyenlere ve milletlerine olan muhabbetlerini (sevgilerini) göstermiş oldukları fedâkârlıklarla isbât eyleyenlere cümlemiz bütün mevcûdiyetimizle medyûn-ı şükrânız (bütün varlığımızla teşekkür borçluyuz). Cemiyetin küşâd (açılış) merâsimine koşarak gelen muhterem hanımlarımız ve kardeşlerimiz her sûretle muâvenet edeceklerini (destek olacaklarını), Kürdlük’ün teâlisi (yükselmesi) için ne yapılmak lâzımsa bilâ-tereddüd (tereddütsüz) yapacaklarını Kürd sözü verdiler. Öteden beri “Kürd sözünden dönmez.”
Cemiyetin kapılarının bütün kadınlara açık olduğunu dile getiren Encum Yamulki hayır işlerine emek vermek istediklerini, “Ermeni tehcirinde” telef olan kadın ve çocuklara yardım etmek istediklerini, müşkül durumda olan herkese kucak açmak istediklerini belirtir.
Hayır işleri olarak ise bildiğimiz bir faaliyetleri var. Cemiyet yine 1919 yılında Şişli Etfal Hastanesi’nde 250 çocuğu ücretsiz olarak sünnet ettirir.
Derneğin faaliyetleri olarak bildiğimiz iki etkinlik bunlardan ibaret. Fakat amaçlarını, yapmak istedikleri çalışmaları anlattıkları bir tüzükleri bulunmakta. Bu tüzükte Encum Yamulki’nin açılış konuşmasında belirttiği minvalde bir çerçeve çizilir. Ayrıca bu tüzükte cemiyetin bir başkanı, iki başkan yardımcısı, altı asil üyesi, sekreteri ve kasa görevlisi olduğunu görmekteyiz. Her ne kadar bütün çalışanlarına ulaşamasak da 2017’de ortaya çıkan belgede derneğin başkanlığını Emine Hanım isminde bir kadının yaptığını öğrenmekteyiz. Kimi yöneticilerinin ise Adviye Bedirhan, Nazlı Bedirhan, Zarife Bedirhan, Saadet Bedirhan, Belkıs Bedirhan ve Nazire Hanım olduğu ortaya çıkmıştır. Cemiyetin merkez binası ise Yeldeğirmeni Talimhane Meydanı yakınlarındaki Demirciyan Apartmanı’dır (şimdilerdeki ismi Tevfik Tura Apartmanı).
Cemiyetin faaliyetlerinin bir yıl kadar sürdüğü tahmin ediliyor. Faaliyetlerin nasıl sonlandığına dair bir bilgi elimizde yok. Fakat kapatıldığına dair bir bilgi 1929 yılında Tiflis’te çıkan Zarya Vastoka isimli gazetede karşımıza çıkıyor. Kürt Kadın Komitesi imzası ile verilen haber şu şekilde;
Büyük olayların meydana geldiği 1919 yılında, Kürt aydınlarının desteği ile birkaç kültürel örgüt ile beraber Kürt Kadınları İlerleme Komitesi kuruldu. Kürt kadınlarının entelektüel düzeyini geliştirmek, maddi durumlarının ve toplumsal yaşamlarının değişmesi için çalışmak ve onlara yardımcı olmak hedefi ile kuruldu. Ama bu komitenin çalışmaları uzun sürmedi. Konstantinopolis milliyetçilerinin hilekarlıkları ve soruşturmaları yüzünden dernek tüm şubeleri ile beraber kapatıldı.
Bu kısa haberden de anlaşılacağı üzerine derneğin tek bir merkez şubesi yok. Başka şubeleri de vardır ki bu şubeleri açmak istediklerini tüzüklerinde de belirtirler. Fakat bahsedilen bu şubelere dair herhangi bir bilgi bulunmuyor.
Haberden çıkardığımız bir diğer önemli husus ise kadınların cemiyetlerinin kapatıldığına dair. Ulus-devlet tartışmalarının hararetle yapıldığı, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Türk kimliği dışındaki bütün kimlikleri ekarte etmeye çalıştığı bu süreçte, Kürtlerin siyasi birçok dernek ve organizasyonu kapatılmış, bu faaliyetleri gerçekleştirenler sürgün, hapis, ölüm gibi cezalarla yüz yüze kalmıştır. Birçoğu sürgünle Kürdistan’dan İstanbul’a zorla getirilen ailelerdeki Kürt kadınlar da bu milliyetçilik furyasında “nasiplerine” düşenleri almışlar, başka sürgünlerle yaşamlarına devam etmişler. 100 yıldır değişmeyen Kürt kadınların hikayesi bugün başka zamanda olsa da aynı bağlamda yaşanmaya devam ediyor.
Deniz Poyraz’a…
[1] Bilal Altan isimli bir araştırmacının 2017 yılında ulaştığı bu belge Emniyyet-i Umûmmiye Müdürlüğü tarafından hazırlanmıştır. KKTC’ye dair de bilgiler içerisinde yer almaktadır.