Çatlak Zemin ekibi olarak aylardır kolektif şekilde üzerine çalışmakta olduğumuz bu ‘AKP Karnesi’ni – yani AKP’nin 2002 yılının Kasım’ında iktidara gelişinden bugüne dek biz kadınlarla ilgili veya toplumsal cinsiyet alanında ürettiği siyaset ve söyleme dair elimizden geldiğince kapsamlı bir zaman çizelgesini – sizlere sonunda sunabilmekten “mutluluk duyuyoruz” demek isterdik. Bu karneyi hazırlamak, 2002’den bu yana kadınlar ve cinsiyetlendirilmiş politikalar açısından geçirdiğimiz süreçle yeniden yüzleşmek, kazanımlarımız ve kayıplarımızın dengesini hatırlamak pek mutluluk verici olmasa da üzerine düşünebilecek, çeşitli anlamlandırmalara açık bir genel resim sunuyor.
Elbette her ‘genel resim’de olduğu gibi bunun da eksikleri, atladığımız ve gözden kaçırdığımız tarafları vardır. Hele ki söz konusu olan 15 yıl gibi uzun bir dönem olunca… Karneyi bir araya getiren biz Çatlak Zemin ekibinin de bunu tamamen gönüllü emeğimiz ve politik dertlerimiz temelinde ve kâh dağılıp kâh toparlanan bir iş bölümüyle oluşturduğumuzu hatırlatmakta fayda var. O yüzden en baştan söylemek isteriz: Bu karneyi bitmiş bir ürün değil bir süreç olarak ele alıp sizlerin de hatırlatmaları ve desteğiyle zaman içinde güncellemeye devam etmek niyetindeyiz. Arzumuz bunun yeni tartışmalara, analizlere ve düşüncelere vesile ve veri olabilmesi, tepe tepe kullanılması.
Bu karneyi hazırlarken, belli bir çerçeve oluşturabilmek adına neleri dâhil edeceğimiz konusunu uzun uzun tartıştık. Bunun karnenin nasıl okunacağına ve kullanılacağına da etkisi olduğu için uygulamaya karar verdiğimiz/uygulamak zorunda kaldığımız kısıtları sizlerle de paylaşmak isteriz:
- AKP’yi iktidara geldiği andan itibaren tek başına hükümette olan bir parti olarak düşündüğümüzde devlet kurum ve aktörleri üzerindeki sorumluluğunu tanıyarak; AKP’nin atadığı bürokratların, kadroların, yerel ve genel seçimlerde gösterdiği adayların, milletvekillerinin, yöneticilerin ve kamu idarecilerinin – söylemlerine karnede yer verdik.
- Tüm mahkeme veya yüksek yargı kararlarını – araştırması bizi de aşacağı için – kapsamak yerine, yargı alanını doğrudan yasa yapımına ve dolayısıyla politika üretimine etkisi olan Anayasa Mahkemesi kararlarıyla sınırlı tuttuk.
- Yasamayı olabildiğince geniş şekilde ele almaya çalıştık: Yasaları, tartışılan yasa tasarılarını, meclis komisyonu raporlarını, imzalanan uluslararası sözleşmeleri, yönetmelikleri taradık.
- Yürütmealanında mümkün olduğunca genelgeleri, kararnameleri, protokolleri – yani yasal düzenin şekillendirilmesine ve uygulanmasına dair metinleri içermeye çalıştık. Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın her yıl yayınladığı adli sicil kayıtlarından cinsel dokunulmazlığa karşı suç istatistiklerini çıkararak ekledik.
Tüm bilgilerin kaynaklarına (resmi gazete yayınları, Meclis tutanakları, raporlar, haberler, vs.) her bir veri girişindeki linklere tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Bir kronolojinin ve bilgi derlemenin yanı sıra çeşitli okumalara imkân ve kolaylık sağlaması gerektiğinin de farkında olarak karneyi sizlere bir kategori sistemiyle sunuyoruz. Eğer teknik olanaklarımız dâhilinde olsaydı etiketlendirme yoluyla her veriyi birkaç kategoriye birden katmayı, böylece çapraz arama yapılabilmesini ummuştuk; ancak ne yazık ki olmadı. Kategori sistemini kullanışsız kılacak kadar karmaşıklaştırmamak adına da tüm girişleri mümkün olan en az sayıda kategori altında toplamaya çalıştık. Bazı konuları birbirleriyle ilişkileri nedeniyle aynı kategori altında toplamak zorunda kaldık. Bunların bizim feminist bakış açısıyla yaptığımız sınıflandırma ve ilişkilendirmelerden ziyade erk sahiplerinin söylemsel ya da eylemsel düzeyde meydana getirdiği ilişkilendirmeler olduğunu hatırlatmak isteriz. Örneğin, ‘annelik’ başlığının ‘üreme’ ve ‘kürtaj’ başlıklarıyla bir arada olması biraz da bu yüzden. Ya da ‘cinsellik’ kategorisine dâhil ettiğimiz söylemlerin bizim cinsellik tanımlamalarımızla ilişkisi olmadığı malum.
Şimdilik karnede kullandığımız 9 kategori şunlardan oluşuyor:
Aile, eğitim, cinsel istismar/şiddet, kadın emeği, annelik/üreme/kürtaj, erkek şiddeti, eşitlik-ayrımcılık, siyaset ve son olarak cinsellik.
Bu kategoriler bizim çeşitli soru ve ihtiyaçlarımız sonucu ortaya çıktıkları gibi, AKP politikalarının ve devlet kademesinde yer alanların söylemlerinin/siyasetlerinin belirleyiciliğiyle de oluştu. Bizi bu karneyi hazırlamaya ikna eden, hazırlama aşaması ve sonrasında zihnimizi daha da meşgul eden sorulardan bazıları şunlar: AKP’nin aile merkezli politikalarında iktidarı süresince nasıl bir dönüşüm oldu? Yani 15 yıl boyunca, aile politikalarının yapılma şeklinde niteliksel ve niceliksel olarak farklar var mı? Farklı devlet kurumlarının (örneğin, Diyanet İşleri Başkanlığı) etkisi zaman içinde ne şekilde değişti? AKP’nin ilk döneminde geçen ve kadın hareketinin kazanımları olarak bilinen yasalar ‘AKP karnesi’ açısından nasıl değerlendirilmeli? Kadınlar açısından kazanımlar ve kayıplar nasıl bir süreç izliyor? ‘Üç çocuk’ söylemi ne tür bir dönüşümün merkezinde yer alıyor? Bununla ilişkili olarak kürtaj tartışmasına giden yolu ve annelik-evlilik teşviklerini bir bütün olarak nasıl düşünmeliyiz? Kadınların siyasete katılımı açısından 15 senelik dönem nasıl değerlendirilmeli? Başta kadın cinayetleri olmak üzere, erkek şiddeti konusunda neler yaşandı? Kadınlara, LGBTİ+lara karşı ayrımcı politikaların diğer politikalarla -aile politikalarıyla, siyasete katılımla, cinsellikle, üreme politikalarıyla, şiddetle- bağlantısı nedir? Son zamanların hararetli tartışma konusu olan cinsel istismara dair 15 yılda neler yapıldı ya da yapılmadı?
Bu karnenin tüm bu soruları ve daha fazlasını birlikte tartışmamıza ve bu alanlarda feminist politika üretilmesine bir katkı sağlaması dileğiyle…