Biz kadınları asıl şaşırtan şey Fatma Kaplan’ın bir erkek tarafından şiddete uğramasının etkisi saatler sürerken kadın vekiller “saç saça baş başa birbirine girdi” tarzındaki haberlerin ve görüntülerin günlerce servis edilmesi oldu.
Nisan ayı içerisinde, partili cumhurbaşkanlığı ya da başkanlık sisteminin oylanacağı referandumun yapılması kesinleşti.
Baskıcı ve faşizan uygulamalar, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından, güvenlik gerekçesiyle, OHAL aracılığıyla sündüre sündüre bu güne kadar getirildi. OHAL uygulamaları ile amaçlanan, muhalif kesimin iflahını da keserek neredeyse toplumun tümünün, mevcut siyasi iktidara biat etmesini sağlamak.
OHAL ile gelinen aşama ise şöyle: Nefes almak serbest, konuşmak yasak!
İktidara muhalif tek televizyon kanalı kalmadı. Gazeteciler mesleklerini icra edemiyorlar. İnsanlar düşüncelerini açıklamaya korkuyorlar. Otobüste, metrobüste, kafede, sokakta, iş yerinde herkes tedirgin. Bir an evvel bugünlerin geçip de normal hayatlarına dönecekleri günü bekliyorlar. Ancak bugünlerin kimseye dokunmadan öylesine gelip geçmeyeceği artık gün gibi ortada. Görülüyor ki nefes aldığımız tüm ortamlarda AKP’li olan ve olmayanlar olarak tam ortadan yarıldık ve AKP’li olmayan herkesin bir şekilde terörist sayılabileceği bir hale getirildik.
OHAL, KHK’lar ve referandum, bu şiddet, gerilim, kutuplaşma ortamını büyütüyor ve pekiştiriyor. Bu gerilimi ise en şiddetli haliyle kadınlar yaşıyor. Kadınların referandumda ne tutum alabileceğini başka zaman yine tartışırız ancak ben asıl olarak kadın vekillerin anayasa değişikliği maddelerinin görüşüldüğü mecliste yaşadıkları üzerine bir iki tartışma başlığı açmak istiyorum.
CHP Milletvekili Fatma Kaplan, meclise sunulan anayasa değişikliği teklifinin maddeleri görüşülürken erkek şiddetine uğradı. Maddeler onaylanırken usule aykırı olarak açık oy kullanan AKP’li vekilleri teşhir etmek isteyen vekil, çekim yaptığı esnada erkek şiddeti yaşadı. Boğazı sıkılan Kaplan “Yere batsın başkanlığınız”, “Yere batsın sarayınız” diye haykırmıştı.
Mecliste bir kadının bir erkek tarafından şiddete uğraması ve sonrasında oluşan tepkilerin son derece sınırlı olması, erkek şiddetinin aynı oranda olağan karşılanması biz kadınlar açısından çok da şaşırtıcı değildir. Sistematiktir, olağandır. Şaşırtmayan bir diğer gelişme ise ilerleyen günlerde mecliste yaşanan ve kadın vekillerin magazinsel yaklaşımlarla ele alındığı şiddet görüntüleri oldu.
Aylin Nazlıaka tek kişilik eylem yaptı. AKP’li kadın vekiller Nazlı Aka’yı linç etmek istedi.
Linç insana karşı işlenen en adi suçlardan biridir. Ayrımcılık, ırkçılık, türcülük ya da kadın düşmanlığı en bilindik gerekçeleridir lincin. Meclis kürsüsünden ifade edilen farklı bir düşünceye, bir eyleme dahi tahammülü olmayan AKP’li vekiller, adeta Aylin Nazlıaka’yı linç etmiş ve Nazlıaka ile dayanışmak için meclis kürsüsüne gelenlere de saldırıda bulunmuşlardır.
Dayanışmaya gelen kadın vekiller de şiddete uğradı.
O esnada Nazlıaka’nın yanına gelen HDP vekili Pervin Buldan’a, AKP vekili Gökcen Özdoğan Enç tekme attı. CHP vekili Şafak Pavey’in ise protezleri zarar gördüğü için ikisi de hastaneye kaldırıldı. Ardından günlerce kadın vekillerden şiddet görüntüleriyle bahsedildi. İşte biz kadınları asıl şaşırtan şey Fatma Kaplan’ın bir erkek tarafından şiddete uğramasının etkisi saatler sürerken kadın vekiller “saç saça baş başa birbirine girdi” tarzındaki haberlerin ve görüntülerin günlerce servis edilmesi oldu.
Kadın kadına şiddet uygular mı?
Öncelikle şunu demeli. Biyolojik cinsiyeti kadın olan bir birey erkek egemen bir anlayış ve zihniyet taşıyabilir. Böyle bir tutum sergileyebilir. AKP’li kadın vekillerin saldırgan tutumlarını yönelttikleri hedeflere bakarak tam da bu anlayışı taşıdıklarını anlayabiliriz. Bu çerçeve esas alındığında kadın kadına şiddet uygular!
Bu meselenin bir başka yönü de AKP vekili Gökcen Özdoğan Enç’in tutumları, muhalefet kesimleri tarafından eleştirilirken ortaya çıktı. Burada sormak istediğim soru şu: “Kadınları birbirine kırdıran zihniyetiniz” diye yermek ve eleştirmek de kadını edilgen yapmıyor mu? Hep bir üst aklın yönlendirmesiyle mi hareket ediyor kadınlar? Diyorlar ki AKP’li erkek vekiller, Aylin Nazlıaka’nın etrafını sarın diye kadın vekillere talimat, işaret, akıl vermişler. Hatırlatmak isteriz. Meclisi kadınlara erkekler bahşetmedi.
Kadınlar da erkekler gibi dövüşebilir, bunu, yanlış bir şey de olsa isteyebilirler. Sorun bu öfkenin hedefi nedir, kimdir oraya bakmalı. Kadından “doğası gereği” naziktir, kırılgandır, duygusaldır, hassastır türünden yaklaşımlar; kadın vekillere yakışmadı demeler, toplumsal cinsiyeti tekrar tekrar üretmektir.
Erkek sınıfı karşısında ezildiğini gören kadınlar birbirine şiddet uygulamaz, dayanışır!
Mecliste yaşananların özetini bu cümlede bulmak gerekir. Bir yanda, AKP’li kadın vekiller, özgürce düşüncesini açıklayan ve bunun için mecliste eylem yapan bir başka kadın vekile şiddet göstermiş, diğer tarafta da, kadın dayanışmasının anlamını bilenler yan yana gelmişlerdir. Mecliste ve sonrasında hastanede, kadın dayanışması ortaya çıkmıştır.
Mecliste, sokakta, hastanede kadın dayanışması her yerde…