Natalia Bzdak

Merhaba Femihat, nasıl anlatsam nereden başlasam bilmiyorum. Çok yalnız hissettiğimi biliyorum bir tek, bir de kimsenin hissettiklerimi önemsemediğini. Elbette yalnızız bu hayatta her daim bunu kabul etmek gerek, ama bazen kötü şeyler olduğunda insan bunu kabullenmeyi unutuyor ve sevdiklerinden destek bekliyor. Hata işte ama bekliyor insan. Kısaca anlatabilirsem durum şöyle yıllar önce partnerim tarafından uğradığım fiziksel ve duygusal şiddet vakaları mevcut, intiharın eşiklerinde aylarca gezinmiş biriyim. Bir süredir ilaçlı tedavi vs. ile daha iyi gibiydim, geçen gün işyerimde isteğim dışında bileğimden sıkıca tutularak zorla dışarıya çıkartıldım tabi ki bir erkek tarafından. Konu detaylarının saçma ve alakasız olması nedeniyle yazma gereği bile duymuyorum, zira ben haklı olduğumu kanıtlama peşine düşemeyeceğim böyle bir şeyi yaşamışken. Şimdi yeniden kafamda intihar meseleleri dönüyor, kendini çok güçlü zannederken bir anda böyle, zayıf ve savunmasız hissetmek kolay iş değil. Şu an yapılabilecek hiçbir şey beni tatmin etmiyor üstelik ne yaparsam yalnız yapmak zorundayım şu an çünkü kimse sadece uzun yıllar sürüp zaman ve para öldüreceğim hukuki süreçleri onaylamıyor, beni seven kimse onaylamıyor resmen ağızlarıyla bana boşver diyorlar nasıl yapabilirim bilmiyorum konuştuğum avukat bile bunu söylüyor. Şimdi bunca yalnızlık ve çözümsüzlük içinde tek bildiğim zaman zaman kollarımı iki yana açıp sulara bırakmak istediğim kendimi. Çünkü hiçbir şeyi değiştiremeyeceğim belki önümüzdeki günlerde bir mağdur olarak ben işten ayrılmak zorunda bırakılacağım hiçbirini bilemiyorum. En çok da beni hep kollayacağını bildiğim o hep dik durmamı söyleyen en çok bu huyumu seven kız kardeşim bana, bak şimdi mantıklı düşünmen lazım çok sık iş değiştirmen senin açından iyi olmaz hiç, maddi olarak da çalkantılı bir zamandasın vs. ile başlayan ve gerisinin cidden teferruat olduğu cümleler kuruyor, kimse bana yanındayım demiyor, evet doğrusu bu sen haklısın ama dünya böyle işlemiyor diyorlar ben de diyorum ki yıllarca daha bu savaşı sürdürecek ne gücüm ne isteğim var, zaten hiç bir şeyi değiştirmeyecek yaptığım söylediğim herhangi bir şey, en iyisi diyorum güzel ülkemin kadın cinayetleri skoruna bir tane daha ekleyeyim. Yaşamam bi işe yaramadı ama ölmem belki yarar diyorum. Ne maddi ne manevi gücüm var 1 ay daha bu ülkede bu şehirde yaşamaya kendime olan güvenim vardı elimde güçlü olduğuma dair inancım onu da aldılar zaten elbirliğiyle. Ayakta durmak çok zor ben yıkılmak istiyorum, Kime ne kadar kırgın olduğumu bile kestiremiyorum şu an. Sana yazayım dedim. Yazdım bişey değişmeyecek ama yazdım.

Rumuz: Yalnız mıyım ne

Merhaba Yalnız mıyım ne,

Öncelikle yalnız değilsin hiç. İş yerinde yaşadığın fiziksel şiddetin, kendini çok güçlü zannederken bir anda zayıf ve savunmasız hissetmene yol açmış olması hepimiz için çok tanıdık. Aslına bakarsan duygularının ve kafanın karışmamış olması anormal olurdu.

Yıllar önce partnerinin seni maruz bıraktığı fiziksel ve duygusal şiddet olaylarının açtığı yaralar, yeniden kanamış. Kadınlar yakın partner şiddetini de küresel salgın boyutunda yaşıyorlar. Bazen yaşadığımız erkek şiddeti örnekleri, daha eski şiddet yaşantılarımızı anımsatarak verdiğimiz tepkileri karmaşıklaştırabiliyor, bu durum yaralayıcı etkiyi artırabiliyor. Sıkıntılıyken aklımıza her şeyin hep en kötüsü gelir. Ayrıca, içinde bulunduğumuz kötü durum hiç geçmeyecekmiş gibi gelir. Duygular ise bazen karışır, bazen donar, bazen akar, bazen de yakar. Öfke bazen yakıcıdır. Dile getirmek, dokunmak bile çok can yakar. Dokunanın yanacağını düşünürüz. Ancak asıl konuşulmadığında daha fazla canımızı yakmaya devam eder.

Kadınlar olarak öfkelenmekte haklı olduğumuzu biliyoruz. Patriyarkada Bu Hafta köşesine bir göz atmak yeterli. Öfkemizi mağdur diline hapsolmadan sabırla işlemeyi, nefretten uzak bir dil bulmayı deneyebiliriz, ancak kendimize dönmesine izin vermemeliyiz.

Çevrendeki kadınların desteğinin bugünlerde sana yetersiz geldiğini anlıyorum. Sıkıntılıyken iyi bir söz, dokunuş bile kötü ya da yetersiz gelebilir. Kadın ruh sağlığına kadın bakış açısından bakan, kadınların ruhsal zorluklarını kadınların yaşamı çerçevesinde ele alan bir uzmanla işbirliği yapmanın yüz güldürücü sonuçları olacağına inanıyorum. Önce sağlık, hukuk mücadelesi vd. işleri sıraya koymak, Mor Çatı gibi danışma/ dayanışma merkezlerinden destek almak, küçük adımlarla yola devam etmek yeniden güçlenme sürecinde her zaman işe yarar. Bir kadın olarak kendini sevmenin devrim olduğunu, sürekli hatırlamamız ve birbirimize hatırlatmamız şart. Bu yüzden bana yazmanı, sesini duyurmanı çok cesurca ve kıymetli buluyorum. Kime ne kadar kırgın olduğunu bile kestiremediğin bir anda bana güvenmen mutluluk ve umut verici. Daha fazla dertleşmek, kendini yeniden güçlü hissetmek adına destek almayı göz önünde bulundurmak iyi olabilir. Umutsuzluğa kapıldığımız anları geride bırakabilmek, iyi hissedebilmek için bazen profesyonel desteğe başvurabiliriz.

Bazen kırılganlık ve direngenlik aynı madalyonun iki yüzü gibi olabiliyor. Yalnız mıyım ne nidası da her zaman karamsar, korku dolu bir çığlık olmuyor. Aynı nidanın, tek başına bile olsan yeniden mutlu olduğunu ifade edeceği günlerin yakın olması dileğiyle, sevgiyle dostlukla kal.

(*) “nolite te bastardes carborundorum” (Damızlık Kızın Öyküsü’nden)

1 Yorum

  1. Sevgili yalnız mıyım ne,
    Öncelikle hiç kimse yalnız değildir. Ben senin yaşadığın şeyi tam olarak bilemesem de ben de benzer durumlarda kaldım. 4 sene önce işyerinde bir adam tarafından yönetilen 10-15 kişilik mobbing, takip olayına maruz kaldım. Şu bir kaç haftadır ise tekrarlıyor. İlkinde çok büyük mücadeleler verdim, ben de psikolojik tedavi gördüm ve halen devam ediyor, ölmeyi istediğim de oldu. Çok güçsüz olduğumu onların da beni ne kadar da kolay ezdiği düşüncesi beni çok çaresiz, öfkeli, üzgün hissettiriyordu. Benim üstümdeki etkilerini görmekse onları daha çok güçlendiriyordu. Bu son defa ise yaşadığım olay aynı olay ama hiç etkilenmiyorum. Bunun da beni daha çok güçlendirdiğini görüyorum. Onlar toplanıp karşıma çıkıyorlar ve benim üzerimde istedikleri bir etkiyi uyandıramıyorlar. Yaptıkları eylemin amaçlarına ulaşmasını sağlamaması artık gereksiz enerji kaybı yaşadıkları, güçlerini koruyamayıp sızdırdıkları anlamına geliyor. Güç kaybeden onlar olmalı, sen gücünü koruyor olmalısın. Bunun için işini paranı kaybetmek gibi köklü değişikliklere kendi iradenle kalkışman ilk etapta uygun olmayabilir. Kadınların parayla olan ilişkisi biraz zayıf. Çok gerekmedikçe parana, işine sahip çıkmalısın bence.
    Aslında gerçekten adalet bu dünyada çok kere yerini bulmuyor ama bir taraftan da ilginç bir şekilde bunun tersine, adalet insanlarda en temel duygularda biri. Senin de etrafında, en önemlisi de işyerinde ufak tefek de olsa seni destekleyecek düşüncelere sahip insanlar olabilir. Tamam kimse bir diğerine göğsünü gere gere destek sağlamıyor ama inan bana küçük şeyler de sana destek olmaya yetecektir.
    Umarım bu mücadeleden güçlenerek çıkan sen olursun
    Sevgiler

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.