Şiddet skalasının “alt-düzeyindeki” cinsel taciz eylemleri, kadınlara daha saldırgan cinsel saldırı ve şiddet tehlikesini hatırlatma işlevi görür. Bunun getirdiği tedirginlik, kadınların gündelik hayatlarını olumsuz etkileyerek daha da korku duymalarına yol açar ve kamusal alanda bir erkeğin gezdiği gibi özgürce hareket etme olanaklarını sınırlar.

Sian Lewis

2017 yılında bir kıvılcımla patlayan #MeToo hareketi, cinsel taciz ve saldırı üstüne paylaşacak hikâyesi bulunan ne çok kadın olduğu -ve o noktaya gelene kadar sessizliğe gömülmüş ne çok şiddet deneyimi yaşandığı- gerçeğini gösterdi. Sınırlarından taşarak yayılan bu çevirim içi kolektif iç dökme sonucu cinsel taciz, bugün artık günlük tartışmaların konusu oldu.

Konunun konuşulur olması başlı başına bir aşama olsa da, açılan bu yeni tartışmalar, kadınların kendi çevrelerindeki erkeklere bireysel deneyimlerini anlatmak ve yaşadıklarına inandırmak için hâlâ çok fazla duygusal emek harcamak durumunda kaldıklarını da gözler önüne serdi. Özellikle de erkekler, söz konusu tartışmalarda şeytanın avukatı kesilip karşı safta konuşlanmaya kararlı olduklarında.

Bu tutum, kadınları bir köşeye kıstırarak deneyimlerinin gerçekliğini kanıtlamaya ya da yaşadıkları karşısında gösterilen olumsuz tepkilere itiraz etmeye mecbur bırakıyor. “Duygusal emek” terimini bilerek kullandım -çünkü oldukça yıpratıcı bir süreç bu.

Üç yılı aşkın süredir kadınların kamusal alanda maruz bırakıldıkları cinsel taciz olayları üstüne araştırma yapan biri olarak, erkeklerle bu davranış tarzının yaygınlığı ve olumsuz etkileri üstüne konuşmaya her kalkışıldığında, buna hep bir ağızdan sert cevaplar verildiğine tanık olmaya başladım. Görüş çürütme heveskârlığıyla verilen bu yanıtlar, ileriye götüren, verimli bir iletişim kurma olasılığının yolunu da kapıyor.

Beterin beteri var

Cinsel taciz -özellikle cinsel saldırının daha ağır türleriyle kıyaslandığında- kolayca önemsizleştirilip sıradanlaştırılabiliyor. Sokakta ısrarcı bakışlara maruz kalmanın elle tacize uğramak kadar kötü olmadığı söylenebilir, ancak cinsel tacizin verdiği zararın, kısmen de olsa her zaman görülebilme ve tekrarlayabilme özelliğinden kaynaklandığını akılda tutmak gerek. Cinsel içerikli bakma, laf atma, ıslık çalma gibi en çok normalleştirilen mahremiyete yönelik müdahaleler o denli sık yaşanır ki çoğu zaman dile getirilmeden ya da karşı konmadan göz ardı edilir. Olağan durumlarmış gibi kanıksanır, sineye çekilir.

Ama gerçekte, şiddet skalasının “alt-düzeyindeki” cinsel taciz eylemleri, kadınlara bedensel bütünlüklerini ihlal eden daha saldırgan cinsel saldırı ve şiddet tehlikesini hatırlatma işlevi görür. Bunun getirdiği tedirginlik, kadınların gündelik hayatlarını olumsuz etkileyerek daha da korku duymalarına yol açar ve kamusal alanda bir erkeğin gezdiği gibi özgürce hareket etme olanaklarını sınırlar.

2018 yılında on üç ülkenin katıldığı bir araştırma, kadınların yaşamları süresince maruz kaldıkları cinsel taciz boyutunun erkeklerce nasıl azımsandığını ortaya koydu. Erkekler, kadınların % 36’sının cinsel tacize uğramış olduklarını düşünürken rakamsal veriler, bu oranın % 60’lara yaklaştığını gösteriyordu (ki büyük bir olasılıkla bu sayı bile gerçek rakamın altında idi).

Cinsel taciz konusundaki konuşmalarımıza etkisi düşünüldüğünde bu bulgular hayli endişe verici duruyor. Cinsel taciz, erkeklerin gözünde ya soyut bir senaryo ya da yaşanma olasılığı düşük olan “ilgi çekici” bir konu, anlaşılan. Bunu bilince insan, bir bakış açısının, kadınlar için can yakıcı sonuçları tartılmaksızın, sırf bir tartışmayı kazanmak için nasıl da körü körüne benimsenebildiğini rahatça anlayabiliyor.

Bütün erkekler değil

Bir kadın cinsel taciz hikâyesi anlattığında, erkeklerin hemen savunmaya geçerek sanki kişisel olarak saldırıya uğruyormuşçasına davranmalarına sıkça rastlıyoruz. Bu tartışmalarda ‟tüm erkeklere” saldırılmadığının, doğrudan doğruya şiddetin faillerine ve failden yola çıkarak şiddet içeren davranışın tezahürlerine ve geçerliliğini sürdürebilmesine göz yuman toplumun çarpık düzenine yöneltildiğinin ayırdına varmak son derece önemli.

“Ama her erkek/ bütün erkekler öyle değil” savunusu, esasen tacize ya da şiddete uğrayan kadınlar için endişe duymak yerine bu durumun bir erkek olarak varlığınızı ve erkekliğinizi nasıl tehdit ettiğiyle çok daha fazla ilgilendiğinizi ifade ediyor.

“Erkekler de mağdur”

Elbette erkekler ve oğlan çocukları da cinsel şiddete maruz kalıyorlar, hayatta kalan erkeğe yüklenen yafta ve utanç, toksik erkekliğin yaygın hegemonyasından beslenerek körükleniyor. Çünkü (özellikle cinsel anlamda) mağduriyet ve kırılganlık, toplumun belirlediği “erkeği erkek yapan” ideal kıstaslara ters düşüyor.

Ne var ki kadınların orantısız ölçüde cinsel şiddete maruz bırakıldıklarını kabul etmek, erkeklerin ve oğlan çocuklarının da aynı şiddeti yaşadıkları gerçeğini dışlamaz. Meseleyi toplumsal cinsiyetten bağımsız konuşma çabası, sadece cinsel taciz ve şiddetin kadınların günlük hayatları üzerindeki etkisini ve vahametini görmezden gelmeye yarar.

“Neden bağırmadın”

Feminist akademisyen Liz Kelly, cinsel tacizi, “süreklilik gösteren ve birbirini izleyen cinsel şiddetler bütünü içinde” kuramlaştırmıştır[i]. Bunu bilmek, kamusal alanda bir cinsel taciz olayı yaşandığında, kadınların gösterdikleri tepkiyi, şiddeti tırmandırma korkularının belirlediğini anlamamızı sağlar.

Tacizin laf atarak ya da gözle takip ederek yapıldığında o kadar da tehlikeli olmadığını düşünebilirsiniz; oysa bu fiilin odağındaki kadın, karşısındakinin ilgisinin bu davranışlarla mı sınırlı kalacağını, yoksa daha tehditkâr bir şeye mi dönüşeceğini bilemez. Kadınların hemen hemen her zaman öncelikli tercihi, olay anında akıllarından geçeni korkusuzca söylemek yerine, daha ciddi bir fiili önlemek amacıyla olaydan uzaklaşmaktır.

Toplu taşıma araçlarında kadınların yaşadıkları cinsel taciz olaylarına odaklanan kendi çalışmam da bunu aynen doğruluyor -boş bir metro vagonunun diğer ucunda mastürbasyon yapan bir erkek gördüklerinde kadınların birinci ve tek kaygısı kendilerini bir an evvel o vagondan dışarı atmak.

Cinsel tacize uğrayan birine o sırada nasıl davranması, ne gibi bir tepki vermesi gerektiğine dair akıl vermek, aslında mağdur suçlayıcılığın bir başka biçimi. Dikkatleri failin davranışı yerine maruz kalanın tepki biçimine çekmek; kendini erkekten korumayı bilmek kadının sorumluluğudur diyen, yani cinsel tacizin kaçınılamaz bir durum haline geldiği ve normalleştirildiği bir dünyada var olabilmek için davranışlarına çeki düzen vermesi gerekenin kadın olduğunu söyleyen o tehlikeli anlatıyı yeniden üretmeye hizmet ediyor.

Sözünüzün sorumluluğunu üstlenin

Cinsel taciz, yaygın olarak bir “kadın sorunu” gibi tartışılıyor. Oysa meselenin özünde bu bir kadın meselesi değil. Erkek meselesi, daha doğrusu cinsiyetçi tutumların çürüttüğü toplumun cerahatli bir marazı. Buna rağmen cinsel tacize (aynı zamanda da cinsel şiddete ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin diğer biçimlerine) karşı verilecek mücadelenin tüm yükü kadınların sırtına biniyor.

Şeytanın avukatı kesildiğinizde, sözlerinizin arkasında durma sorumluluğunu bile üstlenmeden kışkırtıcı, sıklıkla küçümseyici görüşlerinizi ortaya koyabilirsiniz. Ama bu tavır, kadınlar için günlük hayatlarının her anını etkileyen bir konu üstüne konuşmayı iyiden iyiye yorucu hale sokmaktan başka bir işe yaramıyor.

Erkekler cinsel taciz gerçeğiyle her yüz yüze geldiklerinde bu tutumu takınmakta ısrar ederlerse, bu ancak kadınları ve onların gündelik gerçeklerini görmezden gelmeye ve yok saymaya yarayacak. Oysa ki anlamaya yanaşarak dinlemek esasen büyük çaba gerektirmez ama bir hikâyenin nasıl anlatılacağını tamamen değiştirebilir.

Çeviren: Betül Şenkal

Bu yazının orijinali 24 Ocak 2020’de The Conversation’da, 2 Şubat 2020’de Independent’da yayınlanmıştır.

[i] Daha öncesinde feminist literatürde erkek şiddetinin farklı türlerine birbirinden bağımsız, tekil davranış kategorileri şeklinde yaklaşılıyor ya da şiddet türleri ve davranışları arasında hiyerarşi kuruluyordu. (ç.n.)

 

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.