Eyleme geçmeden hiçbir şey mümkün değil ama şimdi sizlerin yaptığı gibi beraber ayağa kalktığımızda, her şey mümkün.

Rebecca Solnit

Bugün bütün iklim eylemcilerine seslenmek istiyorum: Mantıksız davrandığınız için teşekkür ederim. Eğer mantıklı olmak kurallara uygun hareket etmekse ve bu kurallar da neyin mümkün olup neyin olmadığı konusunda kılavuz görevi üstleniyorsa, sizlere talep ettiğiniz şeyin imkansız ya da mantıksız olduğunu söyleyecek güçtedir. Dinlemeyin. Durmayın. Hayallerinizin azıcık bile küçülmesine izin vermeyin. Bugünün, neyin mümkün olabileceğini tekrar yazabileceğiniz “o gün”, o hayatî an olabileceğini unutmayın.

İklim aktivistlerinin talep ettiği şeyler enerji sistemlerimizde köklü değişiklikler, fosil yakıtların tüketiminin bırakılması ve gezegen boyutundaki iklim değişikliği krizi konusunda ciddi adımlar atılması. Ve bize sıklıkla hatırlatılan kurallar da bu konularda değişiklik yapmaya hazır olmayanları kuralları. Geçen yaz, bir gün, 15 yaşında bir kızın tek başına iklim için bir eyleme başlamasından sonra, sizlere 15 yaşında bir kızın tek başına ortaya çıkıp dünyayı değiştiremeyeceğini söyleyecek yetişkinlerin kuralları.

Ama İsveçli Greta Thunberg bunu çoktan yaptı.

Size haberlerde, parlamentoda ve toplantılarda görüp duyduğunuz kuralların güçlü ve önemli olduğunu söyleyecekler; onlara uygun davranırsanız belki kırıntılar ya da bir randevu saati ya da sadece suratınıza çarpılmış bir kapı alacaksınız. Sizlere bir şeylerin ancak öngörülebilir araçlarla yapılan küçük değişikliklerle olabileceğini söyleyecekler. Hatalılar. Bazen izin ya da bir başka şey talep etmenize gerek yok çünkü kapının hangi tarafa açılacağına siz karar verirsiniz. Eyleme geçmeden hiçbir şey mümkün değil; ama şimdi sizlerin yaptığı gibi beraber ayağa kalktığımızda, her şey mümkün.

Sizlere neredeyse altmış yıldır yaşayan ve dolayısıyla inanılmaz değişikliklerin yaşandığını tekrar tekrar tecrübe eden biri olarak, minnettarlık ve hevesle yazıyorum. İmkansız addedilen şeylerin tekrar ve tekrar yaşandığını gören biri olarak. Sıradan insanların ayaklanıp barışçıl yöntemlerle rejimleri devirdiğini. Hem kanunlarda hem de akıllarımızda haklarla ilgili hayati gelişmeler ve devinimler olduğunu. Bir zamanlar toplumsal cinsiyet, yönelim ve ırk konusunda, adalet ve eşitlik konusunda, doğa ve ekoloji konusunda radikal kabul edilen fikirlerin artık kabul edildiğini – ve de akıllarımızın değiştiğini, bu değişim sürecinin de önemli olduğunu unutan insanları.

Doğduğum dünya artık yok. Kadınların rolü o zamandan beri olağanüstü bir şekilde değişti, büyük ölçüde daha iyiye doğru. Sovyetler Birliği 30 yıl önce aniden çöktü; komünist ülkelerin doğu bloğunun, büyük militanların ve gizli polislerin desteklediği rejimleri devirmek için güçsüz kabul edilen insanlarının eylemlerle kendilerini serbest bırakmasından birkaç yıl sonra. Güney Afrika’da Apartheid’ın düşüşünü ve müebbet hapis cezası olan bir mahkûmun da yeni başkanı olduğunu gördüm. Gey, lezbiyen ya da trans olmanın suç sayıldığı bir dünyada doğdum ve bu yasa ve tutumların eyaletlerde, ülkemde, ABD’de ve birçok ülkede değişimini izledim.

Rüzgâr ve güneş enerjilerinin 20 yıl içinde garip, etkin olmayan, pahalı teknolojiler olmaktan çıkıp bizlere fosil yakıtları geride bırakabileceğimiz çağı vaat etmeye başladıklarını gördüm. Dünya’nın ekolojik sistemlerini tanımak için bir dilin yaşamım sırasında ortaya çıktığını gördüm, her şeyin nasıl bağlandığını ve her şeyin sonuçlarının nasıl olduğunu açıklayabilen bir dil. Bilimin doğa, tarihin sosyal güçler hakkında bize öğrettiklerini inceleyerek, bizi birbirine bağlayan ipliklerin ne kadar güzel ve ne kadar güçlü olduğunu görmeye başladım. İşte bir tanesi; Greta Thunberg, eylemleri için kimin kilit bir etkiye sahip olduğunu söyledi? Rosa Parks’ın.

1913’te Alabama’daki Tuskegee’de doğan siyah bir kadının, 90 yıl sonra İsveç’te doğmuş, iklim değişikliği konusunda doğrudan harekete geçen beyaz bir kızı etkilemesi, bizlere her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğunu ve eylemlerimizin sonuçlarını hemen göremesek de önemli olduğunu hatırlatıyor. Rosa Parks’ın kuralları çiğnemesi ve ideallerine göre yaşama şekli hala önemli, hala güce sahip; hala hayal edebileceğinin ötesinde, yaşamının ötesinde, kıtasının ötesinde, özel aktivizm alanının ötesinde bir etkiye sahip.

Kurallar, bariz, kimin güce sahip olduğunu bildiğimiz basit varsayımların kurallarıdır; değişimin “nasıl” olacağını, neyin “mümkün” olduğunu biliyoruz. Ancak tarihin asıl dersi, değişimin genellikle tahmin edilemez şekillerde ortaya çıkmasıdır: iktidar birdenbire bizim gibi her yerde görülebilecek insanların ellerine geçebilir. Thunberg’in gelişini ya da Sunrise Movement’i1, Extinction Rebellion’u2, Zero Hour’u3 öngörememiştim.

Standing Rock’a gittiğimde; bir petrol boru hattına karşı yerliler öncülüğünde gerçekleşen bu isyanın, Alexandria Ocasio-Cortez’e göreve gitmesi için ilham vereceğini hayal etmemiştim. Ne de onun Green New Deal’ın en büyük sözcüsü olarak tüm kuralları ihlal eden bir zafer kazanacağını. Bunları hayal etmedim; ancak çok güçlü, sihirli, canlı bir olasılığın nefes almaya başladığını biliyordum. Bu yüzden bunlar olduğunda şaşırmadım ve yine bu yüzden 2016’daki o büyük toplanmanın bir son olacağını da düşünmedim. Hiçbir şey bitmedi, tıpkı Rosa Parks’ın etkisinin bitmediği gibi. İyi eylemler önemlidir. İdealleriniz uğruna eyleme geçmek önemlidir. Nasıl önemli olduğu bazen açıkça ya da derhal belli olmaz sadece.

Etrafımda gördüğüm şey, iklim momentumu dediğim şey: Yeni Zelanda’dan Norveç’e kadar olan insanlar iklim değişikliğine tepkilerini arttırıyor. Kanada ve ABD’de boru hattı ablukaları görüyorum, yatırımcıların kireçten ve kömürden geri çekildiğini, fosil yakıttan ellerini çeken üniversiteleri ve fonları görüyorum, dünyanın dört bir yanında güneş enerjisi çiftlikleri ve rüzgar türbinleri inşaatları, bu teknolojileri daha da iyi yapmak için çalışan mühendisler görüyorum. Petrol ve kömür şirketlerine karşı davalar görüyorum; politikacılar, gazete editörleri, iş adamları ve normal kurallar altında iktidar sahibi olan başkalarının daha önce hiç yaşanmadığı gibi kaçtıklarını görüyorum. Türlerimizin karşılaştığı en büyük felakete cevap vermek için pek çok yönden, birçok şey yaşanıyor.

Bu henüz yeterli değil ancak giderek daha fazla felaketle karşı karşıya kaldığımızın ve bunun hakkında bir şeyler yaptığımızın bir işareti. Ne olacağını bilmiyorum, çünkü olacağımız şey bizim gerçekleştireceğimiz şey. İşte bu yüzden bugün küresel bir iklim eylemleri zinciri var. İşte bu yüzden neler olacağını sormayın diyerek başladım. Olacak şeyler, siz olun. Bugün olan şeyler sizlersiniz. Bugün, gücünüz hissedilecek. Bugün, eylemleriniz önemli. Bugün bireysel eylemlerinizde birkaç kişiyle veyahut yüzlercesiyle beraber durabilirsiniz ancak dünya çapında milyarlarca insanla beraber duruyorsunuz. Bugün henüz doğmamış insanlar için ayaktasınız ve o insanların varlıkları da sizinle birlikte. Bugün siz, şimdiki zamanımızın içinden çölde bir nehirmişçesine akan bir ihtimaller kudretisiniz.

1: Nisan 2017’de Washington’da kurulan, gençlerden oluşan tabanıyla iklim değişikliğine karşı birçok eylem düzenleyen politik topluluk. https://www.sunrisemovement.org/

2: Extinciton Rebellion: Ekolojik yıkım ve türlerin yok oluşuna karşı barışçıl, sivil eylemler düzenleyerek ses çıkarmayı  ve radikal değişikliklerin yaptırımını hedefleyen global politik topluluk. https://extinctionrebellion.org.uk/

3: Zero Hour Movement: 16 yaşında bir genç tarafından, gençliğin sesinin ilklim değişikliği sorununda daima susturulduğunun ya da hiç dinlenmediğinin fark edilmesi üzerinde kurulan, gençlik hareketi temelli iklim eylemleri grubu. http://thisiszerohour.org/who-we-are/

Çeviri: Mina Ünal

Bu yazı 15.3.2019 tarihinde The Guardian’da yayınlandı.

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.