Bir muhallebi tarifi: Feminizm

Hayatımda hiçbir sosyaliste, “Şimdi bu sosyalizm nedir, bir anlatıver hele” demedim. Bir anarşiste “Dünyayı yakıp yıkacak mısınız?” diye sormak, aklımın ucundan bile geçmedi.

Bu toplumda, -sanırım- son 20 yılda hızla yaygınlaşan cinsiyetçi üslup ve argodan kendimi koruyabilmek adına, yeni girdiğim ortamlarda böyle bir potansiyel sezersem, “Ben feministim” deyip kenara çekiliyorum. Büyük şaşkınlıkla karşılanıyor bu açıklamam. Ama işe de yarıyor. İhtiyacı olan herkes, üslubuna bir çekidüzen verip kelimeleri -elinden geldiğince- seçerek konuşmaya başlıyor.

Pek tabii, bu deklarasyondan sonra konu feminizme getiriliyor (yoksa feminizm, saçından tutup ortaya atılıyor mu desem?). İşte o anda, Andromeda Galaksisi’nden bir canlıyı otopsi ediyormuş gibi bir merakın ortama yavaş yavaş hakim olmasına şahit oluyorsunuz.

Her konuyu araştırıp okuyan bu insanlar, feminizm söz konusu olduğunda, henüz yazı icat edilmemiş, felsefe ya da düşünce tarihi diye bir birikim oluşmamış, matbaa desen daha hayali bile kurulmamışçasına taleplerde bulunuyorlar sizden. Feminizmi, bir muhallebi tarifi ile aynı sürede anlatmanızı beklemeleri de cabası.

• Ya ben çok merak ediyorum. Feminizm nedir?

(Aslında sormuyor. Hazırladığı cevap dilinin ucunda, kınından çıkmaya hazır bir kılıç sabırsızlığıyla sırasını bekliyor. Ama karşıdaki de “feministim” dedi bir kere. Önyargısını açık etmeden önce, meraklıymış gibi görünüp ortamı yumuşatması şart.)

• Kadın erkek eşitliğini savunur. Ba…

(İkinci cümleye geçemeden sözü kesilir.)

• Feminizm erkek düşmanlığı değil mi?

(“Feminizmi Hiç Okumamışların Evrensel Sözleşmesi (FOES)”ne göre, sıcak temasta bulunulan ilk feministe sorulacak 2 no’lu soru budur.)

• Değil.

(Bu cevapta, henüz ON BİN kişi tarafından sorguya çekilmemiş feministimizin naif sabrını görüyoruz.)

• Ben hiçbir cinsin üstün olduğuna inanmıyorum. Hepimiz eşitiz. Böyle kadın erkek diye ayırmamak lazım.

(FOES der ki: Bir feministi sakın dinleme. Seslerinde büyü vardır onların. Cümleleriyle beynini ele geçirirler, benliğini yitirirsin. Sakın bir feministi dinlemeeeeee!)

• Feminizm de böyle diyor zaten. Türleri var tabii. Ama genel olarak…

(Bilal’e anlatıyormuşçasına…)

• Nasıl yani, şimdi siz erkek düşmanı değil misiniz?

(Gitti o her şeyi bilen, hiç okumadığı feminizmi bile bir feministe anlatmaya teşebbüs edecek denli devasa, göster amcalara özgüveni. Ne entelektüellik ne yaş ne baş kaldı. İlkokul birinci sınıfa giden bir çocuğun şaşkınlığıyla dikilir karşınızda. Kan emiciye haç uzatıp sarımsak sallar.)

Şimdiye kadar, bu tip diyaloglarda ne bir kişinin aydınlandığına ne de bir feministin “halkımızı” aydınlatma saadetine eriştiğine şahit oldum.

Bir önlem alabiliyor muyum? Hayır. Neden mi? Yüzlerce kez tecrübe ettiğiniz bu boş konuşmaların bir yere varmadığını, feminizmin birilerinin beş dakikada anlatmasıyla değil, -politikaya, yani hayata dair her konuda olduğu gibi- kişinin kendi araştırma ve okumasıyla anlaşılabileceğini söylediğinizde de ne elitistliğiniz kalıyor ne ayrımcılığınız. Ben bu ruh halini gerçekten anlamıyorum. Çünkü hayatımda hiçbir sosyaliste, “Şimdi bu sosyalizm nedir, bir anlatıver hele” demedim. Bir anarşiste “Dünyayı yakıp yıkacak mısınız?” diye sormak, aklımın ucundan bile geçmedi. Hadi bunlar nispeten bilinen kavramlar. Post-apokaliptik sözünü ilk duyduğumda, postapopaliktik diye telaffuz etme aşamasında yani, açtım internetten anlamına baktım. İslami Feminizm kavramıyla ilk karşılaştığımda, kaçıp koltuğun arkasına saklanmadım. İlginç geldi, ama olası önyargılarım, bunu savunan insanların ne söylediği kadar ilginç değildi, olamazdı.

Empati kuramıyorum çünkü feminizmi soran insanlar da en az benim kadar meraklı ve araştırmacı. Peki neden konu feminizm olunca, dudaklarının kenarındaki o MÜSTEHZİ gülüşle, size hazırladıkları soruları (aslında lafları) sıralıyorlar? Neden Reha Muhtarımsı medyacılıktan öğrenilmiş boş inançları ve gizli düşmanlığı bir türlü fark edemiyorlar? Devirdikleri onca kitaba rağmen, neden yazının icadından önceki atalarının ruhu bir anda önümüze çıkıveriyor?*

*Soru işareti, düşünesiniz ve hatta araştırasınız diye koyuldu oraya. Amman ha açüklamaya falan kalkışmayın. Bu soru üzerine bir külliyat bulunuyor. Bir zahmet araştırıp okuyun. Beyniniz yanmaz. (Hadi ipucu vereyim. Bkz. Misojini!)