1990 yılında, intihar ve ölümle sonuçlanan bekâret kontrolü uygulamaları dolayısıyla çok sayıda eylem yapıldı. Ankaralı kadınlar da bu eylemlerin bir kısmını gerçekleştirdiler.

15 Mayıs’ta Milli Eğitim Bakanlığı önünde bir basın toplantısı düzenleyerek “Ankaralı kadınlar” imzasıyla bir basın açıklaması yapıldı. 16 Mayıs’ta Güven Park’ta düzenlenen Bahar Şenliği’nde Perşembe Grubu, İnsan Hakları Derneği Kadın Grubu ve Üniversiteli Kadınlar açtıkları stantlarda “Bekaret Kontrolüne Hayır- Bedenimiz Bizimdir” sloganında buluştular. Ayrıca pek çok kadın Milli Eğitim Bakanlığına protesto telgrafı çekti.

Sonrasında birbirine ulaşabilecek kadınların bir araya gelip sürece tepki vermesinin yetmediğine, bekâret kontrolüne taraf (olabilecek) olan kadınlarla buluşabilmek için bir kampanya örgütlenmesine karar verildi.

19 Haziran günü yapılan ilk toplantıya; İHD Ankara Şubesi Kadın Komisyonu, Perşembe Grubu, Kadın Dayanışma Vakfı Girişim Kurulu, Eğit-Sen, Tabipler Birliği, Hemşireler Derneği, Kadınların Ankarası Komisyonu, Bağımsız Kadınlar Grubu, Tartışma Grubu, Sosyalist Parti Kadın Komisyonu, Çağdaş Hukukçular Derneği, Genç Umut Grubu ve Üniversiteli Kadınlar katıldı. Bu toplantıda, bekâret kontrolünün ne kadar yaygın olarak uygulandığı ve nasıl meşru kabul edildiği üzerine tanıklıklar aktarıldı ve “Bekâret kontrolüne hayır, Bedenimiz bizimdir” kampanyasının hedefleri ve çerçevesinin ne olacağı tartışıldı. Kampanya sözünü iki ayda bir yayınladığı Yeter dergisiyle geliştirdi, yaygınlaştırdı.

Bekâret kontrolleri, uzun yıllar kadınlar üzerinde bir baskı olarak devam etti. Nihayet, 21 Ekim 1998’de Adalet Bakanlığı, bekâret kontrolünün ancak takibi şikâyete bağlı suçlarda, mağdurun rızası alınarak “ırza geçme” gibi resen takip edilen suçlarda ise ancak hâkim kararı ile ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde cumhuriyet savcısının yazılı izni ile yapılabileceğini belirten bir genelge yayınladı.

2005 yılında yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu (TCK) bekaret kontrolünü doğrudan suç olarak tanımlamadı. TCK Kadın Platformu’nun yoğun itirazlarına karşın, yasada “bekâret muayenesi” ifadesi kullanılmayarak “genital muayene” kullanıldı. Yeni TCK, bekâret testlerini yetkili hakim ya da savcıların inisiyatifine bırakırken, kanunda yer alan “Reşit Olmayanla Cinsel İlişki” maddesi de (Md. 104), yeni bekâret kontrollerine zemin hazırladı. Yasaya göre, maruz kalanın onayı olmaksızın hakim ve savcılar “genital muayene yapılması” kararı verebiliyorlar. Yetkili hâkim ve savcı kararı olmaksızın kadınları genital muayeneye gönderen veya bu muayeneyi yapan kişiler hakkında üç aydan bir yıla kadar hapis cezası getirildi. (Md. 287)

Kaynak: Hanımlar Alemi’nden Roza’ya Kadın Süreli Yayınları Bibliyografyası: 1928-1996-Aslı Davaz-Mardin sayfa 338-241

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.